Kız Kulesi Efsaneleri ve Bilinmeyen Sırrı
Kız Kulesi efsaneleri ve Kız Kulesi hakkında detaylı bilgiler için
İstanbul denilince akıllara gelen yerlerin başında” Kızkulesi” geliyor.Kendinizi bir tekneyle ya da deniz otobüsüyle seyre bıraktığınız zaman denizin ortasında bir yolculuğa bıraktığınız zaman bu muhteşem eseri görmüş olacaksınız.
Denizin ortasında kalmış bu muhteşem yapıyla ilgili birçok rivayet dilden dile dolaşıyor.
Kız Kulesi'nin Tarihi
Not: T. Allom Tarafından yapılmış 1840 taihli Kız Kulesi
Üsküdar’ın sembolü haline gelen Kız Kulesi, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir.
M.Ö. 2475 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahip olan bu kule, Karadeniz’in Marmara ile buluştuğu yerde minicik bir ada üzerine kurulmuştur. Bazı Avrupalı tarihçiler tarafından Leander Kulesi olarak adlandırılmıştır. Kule hakkında birçok rivayet bulunmaktadır. Büyük gezgin Evliya Çelebi kuleyi bu şekilde tarif ediyor. “ Deniz içinden karadan bir ok atımı uzak, dört köşe, sanatkarane yapılmış bir yüksek kuledir. Yüksekliği tam seksen arşundur. Sathı mesehası iki yüz adımdır. İki tarafına bakan yerde kapısı vardır.”
Kız Kulesi İstanbul’un en tarihi yapılarından biridir. Bugüne kadar birçok kez restorasyon yapılmıştır. Bugün gördüğümüz kulenin temelleri ve alt katın mühim kısımları Fatih döneminde yapılmıştır. Kulenin etrafı geniş taşlarla çevrilidir. Üstünde bulunan madalyonu andıran mermer levhada, kuleye şimdiki adını veren Sultan II. Mahmut’un, Hattat Rasim’in kaleminden çıkmış 1832 tarihli bir tuğrası vardır.
İlk kez Yunan döneminde bir mezara ev sahipliği yapan bu ada, Bizans döneminde inşa edilen ek bina ile gümrük istasyonu olarak faaliyet göstermiştir. Osmanlı döneminde ise savunma kalesi, sürgün istasyonu, karantina odası gibi birçok işlev yüklenmiştir. En eskimeyen işlevi ise asırlardır insanlara geceleyin göz kırpan fener görevidir. Günümüzde ise lüks bir restoran olarak işlev görmektedir.
Kız kulesi 2000’li yıllarda restore edilerek, artık çatal- bıçakların ahenk sağladığı bir yere dönüştürülmüştür. Kız kulesine gitmek istiyorsanız Salıncak ve Ortaköy’de sandallarla gidebilirsiniz.
Antik Çağ’da Arkla (Küçük Kale)ve Damials ( Dana Yavrusu) adlarıyla anılan bu kule, sonrasında verilen Leandros’un Kulesi ismi ile ün yapmıştır. Şimdilerde ise Kız Kulesi ismi ile bütünleşmiştir. Bir kıza benzetilen bu kule, söylenilen rivayetlere göre bu isim verilmiştir.
Kız Kulesi Efsaneleri
Aslında günümüzde çoğumuzun bildiği “Kız Kulesi Hikâyesi” ilk anlatılan efsane değildir.
Kız Kulesi ile İlgili Anlatılan İlk Hikâye;
Ovidius’un kaybettiği bir sevdanın hikâyesidir. Hero ve Leandros adlı iki hüzünlü gencin sevdasını anlatan bu hikâye, Hero’nun kuleden ayrılmasıyla başlıyor. Hero, Afrodit’in rahibelerindendir. Bundan dolayı aşık olması yasaktır. Hero yıllar sonra Afrodit’in tapınağından yapılan bir törene gitmek için kuleden ayrılır. Katıldığı törende Leandros ile karşılaşır. Birbirlerine aşık olan bu iki genç, Leondros’un gece kuleye yüzerek gelmesiyle aşkları kutsallaşır.
Kız Kulesi her gece bu iki sevdaya tanıklık eder. Leondros’un yüzerek kuleye geldiği bir günde Hero’nun, Leandros’un yolunu bulması için yaktığı sevda ateşinin feneri rüzgardan dolayı söner. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros boğazın sularına kapılarak boğulur. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero, kendini boğazın serin sularına bırakır.
İkinci Bir Rivayete Göre;
Kavuşmayan aşklara atfen anlatılar hikâyelerinden bir başkası da; Kleopatra’nın sonuna benzer bir sonun anlatıldığı “Yılan”hikâyesi vardır. İşte bu hikâye çoğu kişi tarafından biliniyor. Kahinlerden biri krala, kızının 18 yaşına geldiği zaman bir yılan tarafından sokularak öleceği söylenir. Bunun üzerine kral denizin ortasındaki kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir. Böylelikle yılanın hiçbir yol ile bu kuleye giremeyeceğini düşünür. Tabii kaderden kaçılmaz. Kuleye gönderilen üzüm sepetinin içine bir yılan gizlenmiştir. Hizmetkarlardan bir meyve tabağı yaparak genç kızın odasına gider, uyuyan genç kızın başının ucuna bırakılan meyve tabağına yılan sokulmuştur. Hizmetçinin odadan çıkmasıyla yılan çıkar ve zehrini prensesin üzerine boşaltır. Kral bu olanları öğrenince kahrolur. Kızına demirden bir tabut yaptırarak Ayasofya’nın giriş kapısının üzerine yerleştirir. Bugün tabutun üzerinde iki delik vardır. Yılanın, ölümden sonra da kızı rahat bırakmadığı rivayet edilir.
Osmanlı Dönemi'nde Anlatılan Kız Kulesi Hikâyesi
Osmanlı döneminde anlatılan bu hikâyede: Battal Gazi’nin askerleri Kız Kulesi’ne baskın yaparak, kuleye saklanan hazineleri ve Üsküdar Tekfuru’nun kızını kaçırıldığı hikâyesidir. İşte bu hikâyeyi ünlü gezgin Evliya Çelebi şu şekilde kaleme almıştır. Ortaya bugün çokça kullandığımız: Atı alan Üsküdar’ı geçti sözü bu hikâyeden dolayı söylenmiştir.
Hikâye şöyledir; Battal Gazi, İstanbul’u Bizans’ın elinden almak için Emevi ordularıyla birlikte gelir, Kız Kulesi önündeki kıyıya mevzilenir. Bir süre sonra Battal, İstanbul’un Asya kanadını kontrolü altına alır. Dönemin Üsküdar Tekfuru kızını ve hazinesini Kız Kulesine saklar ama geç kalmıştır. Battal Gazi çoktan tekfurun kızına aşık olmuştur. Bir gece Kız Kulesi'ne girmeyi başarır kızı ve altınları alarak Üsküdar’dan atına atlayıp oradan uzaklaşmıştır. İşte bu sözün de söylenmesi bu şekilde ortaya çıkmıştır. Tekfur’un kızını Afyon’da bir kaleye kaçırır. Bir gün düşman askerlerinin geldiğini gören Tekfur’un kızı Battal’ı uyandırmak için taş atar ama o taş Battal’ın ölümüne sebep olur.
Bunun yanı sıra Kız Kulesi’nin adı ile ilgili rivayetlerde oldukça dillendirilir.
Fatma Karahisarlı’nın 2007’nin yıl sonuna doğru yayımlamış olduğu romana göre “Sır Kulesi” adı verdiği Kız Kulesi hakkında bildiğimiz birkaç hikâye ile sınırlandırılmayacak kadar geçmişinin olduğunu; bundan dolayı kulenin adının “Sır Kulesi” olmasının daha doğru olacağının kanısına varmıştır. Asırlardır yaşam süren bu kulede neler yaşanmış, nelere tanıklık edilmiştir.
Kız Kulesi’ne bakıp, sır dolu bir kule olduğuna kanıt getirmeyeniniz yoktur.
Bundan dolayıdır ki bildiklerimiz bilmediklerimiz yanında hiçbir şeydir.
Kız Kulesine Nasıl Gidilir?
Bir akşam yemeği ya da sabah kahvaltısını bu güzelim restoranda yapabilirsiniz.
Tarihi dokusuyla sizleri büyüleyen bu atmosfer de yemeğin lezzeti daha bir güzel olacaktır.
Ayrıca buraya geldiğinizde Kız Kulesi'nin tarihine dair birbirinden güzel çizimleri incelemeyi ihmal etmeyiniz. Kız Kulesi'ne tekneniz varsa her şekilde ulaşım sağlayabilirsiniz.
Üsküdar Salacak ve Kabataş'tan teknelere binerek bu güzelim yere ulaşabilirsiniz.
Üsküdar’dan
Üsküdar/ Salacak’tan – Kız Kulesi ring seferleri
Hafta içi: 12:30- 18:30, Hafta sonu ise 11:00- 18:30 saatleri yapılıyor.
Kabataş’dan
Sadece Hafta sonları: 09: 15- 10:00- 10:45
Kızkulesi haftaiçi her gün; 12:30- 18:30 arası herkese açıktır.
Ulaşım maliyeti; Öğrenci 10 TL, Sivil 20 TL’dir.
Telefon: 0216- 342 4747
( GEZİLERE ARAÇ TEMİN EDİLİR )
Eğer Beğendiyseniz Bizi Takip Etmeyi Unutmayın! Esen kalın..
DÜŞÜNCELERİNİZİ BİZİMLE PAYLAŞIN, YORUM YAZIN!
DÜŞÜNCELERİNİZİ BİZİMLE PAYLAŞIN, YORUM YAZIN!